26 Ağustos 2013 Pazartesi

Bodrum

..ve kavuştuk.

Bu bir tatil yazısından çok, yeni bir Begüm'ün habercisi. Bir çeşit terapi. Biraz dedikodu.
Gitmeden önce yapmayı planladığım şeylerin büyük bir kısmını gerçekleştirdim. Huzurlu bir tatildi. Yüzdüm, uçtum, dans ettim, fotoğraf çektim, okudum. Uzun zamandır yapmaya cesaret edemediğim her şeyi yapmaya karar verdim. Hayatımı tümüyle değiştirmek için hazırım. Bazen bütün o koşturma içinde kişiler kendi sesini duymayı erteliyor. Bodrum'da kaldığım süre içinde, erteleme durumunu gereğinden fazla uzattımı gördüm. 
Nikon'umdaki kareler şimdilik bilgisayarda kalmaya devam etsin.

İşte Instagram'dan tatil günlüğümün bir kısmı.


11.10 uçağı ile bulutları gördüm. 


Adım atar atmaz kendime göre bir araba buldum. 


İlk günün kerameti midir bilinmez, güneş yağımı dalgalar sahiplendi. 
Eda Taşpınar imdadıma koştu, beni bir güzel bronzlaştırdı. 
Lâkin sıfır faktör kullanmak pek akıllıca değil, gidenlere tavsiye :)


Bir sürü küçük jaws ile tanıştım.
Hepsi de sosisli sandiviç hayranıymış. Mümkünse hardallı olsun. Nereden bilebilirdim :)

Dönmeye yakın terasımıza ve ailelere birkaç küçük hediye aldık. Tonton bir teyzenin değerlendirdiği tenekeleri gördüm, aşık oldum ve rokalarımı ekmek için şimdi renkli bir bodrum saksısı hazırlıyorum şimdi evime.


Üzüldüğüm tek şey, ışıklı kabakların bavuluma sığamaması. 
Alaçatı'da tıpkısının aynısından bulma ümidiyle.


1 haftalık tatil dolu dolu geçti. 
Giderayak keşfettiğimiz bu mavi kapılı eve bayıldım.
Yeni yeni bir sürü karar aldım.


Paraşütle uçarken attığım çığlıkları şimdi gülerek anlatıyoruz. 
İtalyan mutfağına olan aşkım daha çok arttı.
Harika müzikler keşfettim, bir tanesine ortak oldum.
Boş durmadım, 3 tane blog keşfettim. Bir sonraki yazım için hazırlık yaptım.
Gaza geldim, saçlarımı kestirdim. İmaj değişikliği iyidir.
Ayağımın tozuyla yogaya başladım.

Vakit, fotoğraf çekimi vaktidir. Ürünler tezgâha!
Sevgiler.

15 Ağustos 2013 Perşembe

Holiday

Son bir haftadır değil yazmak, sevdiğim blog'lara bile göz atamadım. 2 günde bir düğüne davetliydik. En son Nossa Costa'da final yaptık ve bavul hazırlamaya vakit bulabildim. Evet yarın tatile gidiyorum. Son iki senedir izin tarihlerim yaz aylarını teğet geçtiği için, sonunda ucundan kıyısında balayı programımızı yapabildik. Santorini planımızı bayrama erteledik, zîra kalabalık bir arkadaş grubuyla gitmek daha cazip geldi :) 
Bayanlar baylar, ben yarın uçuyorum ve Bodrum'a sizin güzel enerjilerinizi iletiyorum. 


Plaj çantası alma derdim ortadan kalktı ve annemin gençliğinden kalan hasır çanta ilaç gibi geldi. Şu anda bavulumun ennn üst kısmında yeri hazır.


Fotoğraf makinamla ilk tatilimiz ve çok heyecanlıyız :) 
Kendisi bavula girmek istemediği için, uçakta cam kenarı bir koltuk ayarladım ona. Bulutları görsün, bol bol fotoğraf çeksin ve tatil sonrası post'um için sözümden çıkmasın.


Instagram'dan tatil günlüğümü paylaşıyor olacağım. Merak edenler http://instagram.com/bgmerer adresinden takip edebilirler. 
Blog içinse artık dönünce görüşüyor olacağız.

Daldığım, uçtuğum, dans ettiğim, fotoğraf çektiğim eğlenceli bir tatil olsun.

6 Ağustos 2013 Salı

Cake

Son günlerde kafamı kurcalayan tek şey, 2 hafta sonra çıkacağım tatil.
Her yer beyaz her yer mavi. Gün sayıyorum, azıcık deniz gerek :)
Bu yıl kendim için ciddi planlarım var en hafifi ile haftaya merhaba dedim : saçlarımı kestirdim :) Instagramda keyifle takip ettiğim ve tarzlarına bayıldığım değişmez iki isim Ayşe Boyner ve Emel Bayram. Bu sebeple ilk kez bir anlık gazla değil de, düğün telaşını atlatmayı beklediğim için kestirdim saçlarımı. Kendilerinin harika seçimleri büyük etkendi.
Son kararım, mutluyum.


Gelelim mutfağımın yeni misafirlerine..
Geçenlerde bahsettiğim iki markadan ilkinin ürünleri elime ulaştı.
www.sonsuzdekorasyon.com ' u incelemenizi öneririm. Benim tercihim eğlenceli kaşıklardan yana oldu.


Bu güneşli salı günü, evimi muffin kokuları sarmışken, ben bahçeden çiçek toplamaya gidiyorum.
Yarınki Topshop alışverişi için kağıt kalem beklemede.

Herkese mutlu haftalar.

1 Ağustos 2013 Perşembe

Marmalade

Bugün güne yağmur ile başladık.
Tatile çıkmama 15 gün kala, sonbaharı özlediğimi farkettim :)

Dün yeni bir takipçimle konuşma fırsatım oldu. Adı Pelin. Blog'ta mail adresimi göremeyince bana Instagram'dan ulaşmış. İyiki de ulaşmış. Bugünkü yazım onun için :)

Kendisi bana sabah sabah harika bir mail attı ve sevgi dolu bir tarif paylaştı. İstedim ki onun bu içten tarifini hep beraber uygulayalım. Yanlız önce iki tane isteğim var :

Fonda Somewhere Over The Rainbow çalsın. Mümkünse evin bütün camlarını açalım. Yağmur kokusu içimizde, kağıt kalem elimizde ve söz Pelin'de :

1,5 kg. büyük kırmızı erik (çekirdeklerini çıkarmıyoruz, kabuklarını soymuyoruz)
Yarım su bardağı su ile tenceremizde erikleri kaynatıyoruz. Sonrasında 3 çorba kaşığı şekeri ekliyoruz ve suyunu çekene kadar kaynatmaya devam. Sonra azıcık limon sıkalım. 
İstikamet buzdolabı ve işlem tamamdır :)

Herkese mutlu günler..